salâvat

“Salâvat getirmenin metafizik yönünü anlatıyoruz ama sosyolojik yönü de güzeldir. Anadolu’da bazı esnafın “salâvat günü” olurdu. Sözgelimi ben bir manavım, bir gün salâvat günü yapıp kendi kendime diyorum ki: ‘Bugün dükkanımdan alışveriş bedava, alışveriş için gelen kimseden tek bir şey isteyeceğim, sadece dükkanımda bir salâvat getirsin, Peygamber benim dükkanımda nılsın, inşallah dükkanıma bereket gelir, aileme feyz getirir.’ Bu adet artık azaldı. Benim başıma Türkiye’de değil de İran’da geldi. Yaklaşık on yıl evvel ailemle İran’da bulunurken çocuğumuz ufak bir rahatsızlık geçirdi. Ne olduğunu çözemediler. Dediler ki ‘Bir doktor var. Amerika’da yaşıyordu; İran’a geri döndü. Bilirse o bilir; işin uzmanıdır ama çok pahalıdır.’ Gittik doktora, muayene etti; ilaçları yazdı. Borcumuzu sordum. Dedi ki ‘Bugün benim salâvat günüm.’ Önce anlayamadım. ‘Tenzilat mı yapacaksınız?’ dedim. ‘Hayır, tek bir şey istiyorum, bu mekanda salâvat getirir misiniz’ dedi.” (Tasavvufa Giriş – Mahmud Erol Kılıç)

Bir Cevap Yazın