Malik mulk melîk

Malik sahiplik manasındadır.
Gerçek maliklik yönetim olgusundan ayrı düşünülemez. Çünkü bir şey varlığı açısından başka bir şeye muhtaç ise, varlığı açısından o şeyden bağımsız değilse, varlığının sonuçları açısından da o şeyden bagimsiz olamaz.

Insan nefsi herşeyin üzerinde etkisi olsun ister. Bu hususta tek olmak ister ve Allah ile catismaya girer ki bu insan icin bir aşamadır.

Güç sahibi olan insan aşama aşama insana ilahligi kabul noktasina taşır.
Bu güç zamanla insanlardan ve Allah’tan bağımsizlastirmaya götürür. Kimi zenginler, geldigi noktalara bu sekilde baslar ve ilerler.
İnsanın sahip oldukları insani mustağni kılar.

En buyuk güç gösterme mevkisi saltanattir.
Bizim melik ve malikligimiz Allah’ın malikliği yanında hilafetendir, vekaletendir.

Meliklik ve uluhhiyet arasinda bir iliski vardir.
Halifeler melik olmaktan korkarlar meliklik halifeliğin zıttı bir durumdadir. Hz Ömer(r.a) bu konuda çok hassastir.

Hz. Ömer (r.a) bir gün Selmân (r.a)’a: “Ben melik miyim, halife miyim? diye sorar. Selmân da: “Eğer sen müslümanlardan bir dirhem veya daha az bir miktar toplayacak ve bunu hakkıolmayan bir yere harcıyacak olursan, sen meliksin, halife değilsin” der. Hz. Ömer’e etrafında bulunanlar: “Hamd olsun ki sen melik değilsin” demişlerdir.

Guneşin oğlu gibi benzetmeler, bu uluhiyyet vasvının verilme istegi ile ilgilidir
Bu sadece başkanlarin, güc sahiplerinin degil herkesin basina gelebilecek bir seydir.

“Olmaz” demenin, “hayır” demenin “evet” demeye göre ayri bir hazzi vardir.

Bir Cevap Yazın