olmak ve görünmek

Küçüktüm. Şimdilerde pek görmediğim özlü sözlerin duvrlarında asılı olduğu bir evdi bizimkisi. İki söz vardı her gece yatarken okuduğum ve ister istemez ezberlediğim. Çocukluğumda bu kadar okumamdanmıdır bilmem anlamını bugüne kadar derinlemesine araştırmamama rağmen etkisini hayatımda gördüğüme inanırım.

Başlıktan da anladığınız üzere bu makaleye yolunuz düşmeden evvel defaatle karşınıza çıkmış bir cümleden bahsediyorum.

Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol
Şevkat ve merhamette güneş gibi ol
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol
Hoşgörürlükte deniz gibi ol
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol

Her ne kadar Mevlana’nın öğütlerini ard arda anlayarak geliyor olsam da son cümle yüzüme su gibi kaya gibi çarpıyor.

İki seçenek (mi) sunuyor Mevlana , ya olduğun gibi görüneceksin ya da göründüğün gibi olacaksın.

İlk bakışta yakalanan iç=dış denklemi. İçin neyse dışın da o olacak. ya içini dışına yansıtacaksın ya da dışını içine. İki seçenek sıralamış Mevlana ama iki yüzlü olmamak için.

Anlamak bir yana olmanın istendiği bir şey. Olduğun gibi görünmek insan fıtratınca anlaşılabilecek bir şey gibi geliyor. Ama sonraki cümleye takılıyorum. Göründüğü gibi nasıl olunur? Mevlana olduğun gibi görün diye de bırakabilirdi cümleyi ama ya da diyerek bunu eklemiş.

İşte buna bakacağım biraz…

baska kapı yok!

Genç bir delikanlı bir mürşide intisap eder. Tekkeye dâhil olduktan birkaç ay sonra bir sabah şeyhinin huzuruna çıkar, nefes nefese, beti benzi atmış ve yaprak gibi titrer bir halde. “Efendim” der utana sıkıla, kızara bozara “bu gece ben çok kötü bir rüya gördüm, söylemeye dilim varmıyor, isminiz cehennemlikler arasındaydı”. Ve gözyaşlarına boğulur. Acı bir tebessümle karşılık verir şeyh efendi. “Evladım” der “ben o rüyayı otuz yıldır görüyorum, ama gidecek başka kapı mı var, ismimi cehennemliklerin arasından silip cennetlikler arasına yazacak O’ndan başka kim var? Bir ümitle otuz yıldır o kapının eşiğinde beklemekten başka çare mi var?”

“…Yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları da kendilerini sıktıkça sıkmış, böylece Allah’(ın azabın)dan yine O’na sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı…” (Tevbe 118)

ne hakkında konusalım?

“Eminim, yaşayan bütün canlıların, radyoaktif bir ateş topunun içinde nasıl cızırdayıp patladığını duymaktan bıkıp usandınız. Bunu, bu yüzyılın üç çeyreğinden fazla bir süredir –Hiroşima’daki sarı insanların üzerine atom bombası attığımızdan bu yana, biliyoruz. Onlar kesinlikle cızırdayıp patladılar.

“Her şey olup bittikten sonra bu cızırdayıp patlamalar, nedeni bizim parlak teknolojimiz de olsa eski dostumuz ‘ölüm’den başka nedir ki? Unutmayalım ki Joanne d’Arc da odun ateşinde cızırdayıp patladı. Sonunda öldü. Hiroşima’dakiler de öldüler. Ölüm ölümdür.

“Bilim adamları bütün yaratıcılıklarına rağmen insanları ölüden daha ölü yapacak bir yol bulamazlar. Bu yüzden eğer aranızda hidrojen bombasıyla bombalanmaktan korkanlar varsa ölümden korkuyor demektir. Bunda yeni bir şey yok. Hidrojen bombası olmasaydı da ölüm peşinizde olacaktı. O zaman bu telaş niye?

“Kumarbazların dediği gibi hadi eli yükseltelim. “Ölümden beter yazgılar” hakkında konuşalım…

(Kurt Vonnegut – Ölümden Beter Yazgılar)

mukaddime’den…

“…Ancak şehirlilerden pek azı yerleşik hayatın bu gibi kötü tesirlerinden kendilerini koruyabilmişlerdir.”

Suskunlugum asaletimden degildir…

Uzun bir zamandan sonra ilk yazımdır…

“Bismillah” 

Ali Farka Toure

Müziğindeki ruhu armonisiyle birleştiren, Ali İbrahim Toure. (Ali Farka Toure)

Onlar(Amerikan blues) bir ağacın yaprağı ve dalları ben ise kökleri ve gövdesiyim

Izzeddin El Kassam

Direnişin adı :  İzzeddin el Kassam

Zafer direnişin ikiz kardeşi gibidir.

İbtihal Kassam – İzzeddin Kassam`ın torunu
Izzeddin EL KassamAdı Filistin’le beraber kulaklarımıza kazınan, mücadelesini bir çok alanda sürdüren, direnişin sembolü Muhammed İzzeddin ibnu Abdülkadir el-Kassam.
Adının önüne tek bir sıfat bulup geçemiyoruz Kassam’ın. O hem komutan, hem iyi bir hatip, bir alim,  bir mücahit, bir şehit… Read more